|
|
Derleme Yazı Review Article |
Tıbbi Önemi Olan
Dermatofitlerin Laboratuvar Tanısı: Geleneksel Yöntemler
ve Yeni Gelişmeler Laboratory Diagnosis of Medically
Important Dermatophytes: Traditional Methods and New Developments *Zehra Leyla
YAPALAK1 [ID], Kübra ATILAN1 [ID] Özet Dermatofit enfeksiyonlarında
etkenin doğru ve hızlı tanımlanması hasta yönetimi ve
uygun tedavilerin planlanması için anahtar roller üstlenir. Direkt inceleme, Wood lambası, mikroskopi, kültür, polimeraz
zincir reaksiyonu (PCR), PCR sonrası tanımlama yöntemleri,
matris yardımlı lazer desorpsiyon/iyonizasyon-uçuş süresi kütle spektrometresi (MALDI-TOF MS) ve
genetik analizler dermatofitlerin tanısında kullanılan temel tanısal yaklaşımlardır. Bu yöntemlerin her birinin belirli avantaj ve
dezavantajları bulunmakta olup, klinik tanının duyarlılığını artırmak için yeni
hedefler üzerindeki çalışmalar da
devam etmektedir. Dermatofit lezyonlarının direkt incelemesi (dermoskopik bulgular)
non-invaziv ve hızlı sonuç sunmasına rağmen etkeni
tanımlamada yetersiz kalması bu yaklaşımın en önemli dezavantajıdır. Wood
lambası da benzer şekilde non-invaziv, düşük maliyetli
ve hızlı bir tanı yöntemi iken,
tüm dermatofit türlerinin floresans vermemesi önemli bir dezavantajdır. Mikroskobik değerlendirmelerde tür ve cins spesifik (unique) özellikler incelenerek dermatofitler tanımlanabilirken, bu yaklaşımda deneyimli personel ve özel ekipman varlığına gereksinim duyulmaktadır. Düşük maliyetli
olması ve kısa sürede sonuç vermesi mikroskopinin avantajları iken, ölü ve canlı funguslar arasında ayrım yapamaması en önemli kısıtlılığıdır. Kültür yöntemleri; düşük maliyetli, uygulaması kolay ve türler arası ayırım yapabilen
diğer tanı yöntemleri olup, uzmanlık gerektiren tanımlama prosedürleri, saprofit mantarlarla kontaminasyon olasılığı ve günleri,
haftaları bulan sonuç alma süresi gibi belirli dezavantajlara sahiptir.
Nükleik asit temelli moleküler yöntemler;
klinik mikrobiyoloji laboratuvarında,
mantarların hızlı ve spesifik
tanımlanmasının yanı sıra etiyolojik ajanın doğrudan klinik
örnekten saptanması için de
giderek daha yaygın olarak
kullanılmaktadır. PCR yüksek duyarlılığı ve türler arası ayırım yapabilmesi ile en sık tercih
edilen moleküler yöntem olup, konvansiyonel PCR sonrası PCR-ELISA (Enzyme
Linked Immunosorbent Assay) ve PCR-RFLP (Restriction Fragment Length
Polymorphism) temelli ileri tanı
protokolleri tanımlanmıştır.
Dermatofitoz tanısında PCR yönteminin real-time PCR, nested-PCR, multipleks PCR gibi farklı modifikasyonları tanımlanmış, bu protokoller ile duyarlılık arttırılırken, kontaminasyon riski azaltılmış ve birden çok etkenin aynı anda tanımlanabilmesi mümkün olmuştur. Kısa sürede sonuç verebilen PCR temelli testler ve tür düzeyinde tanımlamada altın standart yaklaşım olan
spesifik gen bölgelerinin
dizi analizi gibi moleküler temelli
yöntemlerin ölü ve canlı fungusları ayırt edememesi klinik değerlendirmeler için önemli bir
dezavantaj olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir diğer hızlı tanı yöntemi olan ELISA ile fungal yapılara karşı gelişen
antikorların araştırılması; yüksek spesifiteye sahip bir yaklaşım olmasına rağmen, geçirilmiş enfeksiyonlarla ilişkili yanlış pozitif sonuçlar, yöntemin klinik duyarlılığını azaltmaktadır. Kullanımı giderek yaygınlaşan MALDI-TOF MS ise geleneksel
ve moleküller yöntemlere alternatif olarak geliştirilen yeni bir tanımlama yöntemi olup;
yüksek duyarlılığı, dakikalar ve saatler içerisinde sonuç verebilmesi ve iş yükü
gereksiniminin azlığı gibi
avantajlara sahiptir. MALDI-TOF MS yöntemi
dermatofit türleri arasında cins ve tür düzeyinde ayrım yapabilmekle beraber, referans kütüphanesinin
genişliği ve kapsamı ile ilgili sorunlar yöntemin tanımlama gücünün en önemli kısıtlayıcı faktörleri olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Dermatofit tanısında kullanılan çeşitli tanı yöntemlerinin
her birinin belirli avantaj ve dezavantajları ile ilgili değerlendirmeler
geniş bir skalada yer alırken, klinik laboratuvarların kendi bölgesel koşullarında hangi yöntemin en uygun olduğuna karar
vermesi önemlidir. Anahtar kelimeler: Dermatofit,
İnsan enfeksiyonları, Sınıflandırma, Tanı. Abstract Accurate and rapid identification
of the causative agent in dermatophyte infections plays a key role in patient
management and planning of appropriate treatments. Direct examination, Wood's
lamp, microscopy, culture, polymerase chain reaction (PCR), post-PCR
identification methods, matrix-assisted laser desorption/ionization-time of
flight mass spectrometry (MALDI-TOF MS) and genetic analyzes are the basic
diagnostic approaches used in the diagnosis of dermatophytes. Each of these
methods has certain advantages and disadvantages, and studies on new targets
are continuing to increase the sensitivity of clinical diagnosis. Although
direct examination of dermatophyte lesions (dermoscopic findings) provides
non-invasive and rapid results, the inadequacy of identifying the causative
agent is the most important disadvantage of this approach. While the Wood's
lamp is similarly a non-invasive, low-cost, and fast diagnostic method, it is
a significant disadvantage that not all dermatophyte species fluoresce. In
microscopic evaluations, dermatophytes can be identified by examining species
and genus specific (unique) characteristics, but this approach requires
experienced personnel and special equipment. Low cost and quick results are
the advantages of microscopy, while its inability to distinguish between dead
and live fungi is its most important limitation. Culture methods are
low-cost, easy-to-apply and other diagnostic methods that can distinguish
between species, and have certain disadvantages such as specialized
identification procedures, possibility of contamination with saprophytic
fungi, and results in days to weeks. Nucleic acid-based molecular methods are
widely used in the clinical microbiology laboratory for the rapid and
specific identification of fungi, as well as for the detection of the
etiologic agent directly from the clinical sample. PCR has become the most
preferred molecular method with its high sensitivity and ability to
distinguish between species, also advanced diagnostic protocols based on
PCR-ELISA (Enzyme Linked Immunosorbent Assay) and PCR-RFLP (Restriction
Fragment Length Polymorphism) after conventional PCR have been defined.
Different modifications of the PCR method such as real-time PCR, nested-PCR,
multiplex PCR have been defined in the diagnosis of dermatophytosis, with
these protocols, sensitivity has been increased, contamination risk has been
reduced, and simultaneous identification of multiple pathogens has been
possible. The inability of molecular-based methods such as PCR-based tests,
which can give results in a short time, and sequence analysis of specific
gene regions, which is the gold standard approach for species-level
identification, to distinguish dead and living fungi, is an important
disadvantage for clinical evaluations. Although investigating antibodies
against fungal structures with ELISA, another rapid diagnostic method, is a
highly specific approach, false positive results associated with previous
infections reduce the clinical sensitivity of the method. MALDI-TOF MS, which
is increasingly used, is a new identification method developed as an
alternative to traditional and molecular methods, and has advantages such as
high sensitivity, results in minutes and hours, and low workload requirement.
The MALDI-TOF MS method can distinguish between dermatophyte species at the
genus and species level, but problems with the size and scope of the
reference library are the most important limiting factors for the descriptive
power of the method. While evaluations of the specific advantages and
disadvantages of each of the various diagnostic methods used in the diagnosis
of dermatophytes take place on a wide scale, it is important for clinical
laboratories to decide which method is most appropriate in their own regional
conditions. Keywords: Dermatophyte, Human infections,
Classification, Diagnosis. Şekil 1. Tıbbi önemi olan bazı dermatofit türlerinin kültür ortamındaki
morfolojik özellikleri (Resim ve çizimler Dr. Fatih ŞAHİNER’in [ID] arşivinden alınmış ve izni
ile kullanılmıştır). Şekil 1 png Figure 1. Morphological
characteristics of some medically important dermatophyte species in culture
media (Pictures and drawings were taken from Dr. Fatih ŞAHİNER's [ID] archive and
used with his permission). Figure 1 png Şekil 2. Arthrodermataceae
türlerinin ITS (internal transcribed spacer), kısmi LSU (large
nuclear ribosomal subunit), TUB (beta-tubulin) ve 60S L10
dizilerine dayanan maksimum olasılıklı filogenetik ağaç görünümü ve insan
enfeksiyonları ile ilişkili önemli türler ([13] nolu referans
temel alınarak oluşturulmuştur), (Çizim Dr.
Fatih ŞAHİNER’in [ID] arşivinden alınmış ve izni
ile kullanılmıştır). Şekil 2 png Figure 2. Maximum
likelihood phylogenetic tree view based on ITS (internal transcribed spacer),
partial LSU (large nuclear ribosomal subunit), TUB (beta-tubulin), and 60S
L10 sequences of Arthrodermataceae species and important species
associated with human infections (created based on reference [13]) (Figure was
taken from Dr. Fatih ŞAHİNER's [ID] archive and
used with his permission). Figure 2 png Şekil 3. Şekil 3. Dermatofit enfeksiyonlarının gelişim süreci ve konak immün
yanıtı (Çizim Dr. Fatih ŞAHİNER’in [ID] arşivinden alınmış ve izni
ile kullanılmıştır). Şekil 3 png Figure 3. Developmental
process of dermatophyte infections and host immune response (Figure was taken
from Dr. Fatih ŞAHİNER's [ID] archive and
used with his permission). Figure 3 png |
DOI: 10.46683/jmvi.2023.71 |
|
Article in Turkish |
|
|
|
1Department of Medical Microbiology, Gulhane Training and Research
Hospital, University of Health Sciences, Ankara, Türkiye. |
|
|
|
*Corresponding author Zehra Leyla Yapalak; MD., Department
of Medical Microbiology, Gulhane Training and Research Hospital, University
of Health Sciences, Ankara, Türkiye. E-mail: zehraleylayapalak@gmail.com |
|
|
|
Received: 10.03.2023 Accepted: 27.03.2023 Published: 03.04.2023 |
|
Cite as: Yapalak
ZL, Atılan K. Laboratory Diagnosis of Medically Important Dermatophytes:
Traditional Methods and New Developments. J Mol Virol Immunol 2023; 4(2):
60-73. |
|
|
|
View in academic indexes and databases |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Cited by 0 article*, 0 book chapter. |
|
|
|
©Copyright JMVI.
Licensed by Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International (CC
BY-NC 4.0). |